Ana içeriğe atla

MODERN TÜRK MÜNEVVERİ İHSAN FAZLIOĞLU’NUN ESERLERİNE DAİR BİRKAÇ SÖZ (1) - fazlı bayram


Bazı ilim adamlarının, siyasetin kuklası olduğu, bazılarının üç beş kopyala yapıştır ya da Batı’dan çevir yuttur kolaycılığını aydın olmak zannettiği, bazılarının da “Görüyor musunuz ey cahil millet ben ne çok şey biliyorum, bakın ne kadar çok kitap yazdım…” şişinmeciliği ile ilime ve bilime gölge düşürme denîliğini rütbe saydığı bir ülkede; yaptığı çalışmalarla Türk’ün felsefe ve bilim tarihini hakkıyla mercek altına alan İhsan FAZLIOĞLU, kaleme aldığı eserlerle milli ve yerli şuuru uyandıran, aslı hû nesli hû bir ilim adamı, bir mütefekkir, bir münevver.  
İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesi olan Fazlıoğlu, Ürdün Üniversitesi (Amman), Arap Bilim Tarihi Enstitüsü (Halep), Oklahoma Üniversitesi (ABD) ve McGill Üniversitesi’nde önemli çalışmalar yapmıştır. Felsefe, bilim ve matematik tarihi üzerine çalışan Fazlıoğlu, vücuda getirdiği eserlerle Türk Kültür ve Medeniyetinin yeteri kadar aydınlatılmamış bazı alanlarını irdeleyerek, hamasetten ve nostaljik romantizmden öteye geçmeyen günümüz tarih anlayışına başka bir bakış açısı kazandırmıştır. Fazlıoğlu; eserleri vasıtası ile büyük devlet olmanın zemininde bilim teknoloji ve düşüncenin yerini ve önemini ortaya koyarken, unutulmaya yüz tutmuş bilim adamlarımızı da yâd etmiş, bazılarının çalışmalarından kısa kısa bahsetmiştir. 
İhsan Fazlıoğlu’nun neşrettiği eserler Papersense Yayınları’ndan okuyucuların istifadesine sunulmuştur. 


1-      Fuzûlî Ne Demek İstedi?  (Kasım 2014)
Kitap, bir yandan Fuzûlî üstâdın ne demek istediğini doğru anlamamızı sağlarken, diğer
yandan medeniyetimizdeki kavramlara hangi nazar ile bakmamız gerektiğini öğretiyor. Işk kavramının ilimden beslendiğinde idrak düzeyinde bir seviyede seyri, ilmin aslında ışkın yolunu aydınlatmadaki önemi eserin ortaya koyduğu hakikatlerden birisi.

Bu kitabın amacı İslam-Osmanlı-Türk entelektüel tarihine ilişkin bir okumanın nasıl yapılabileceğini bir beyit üzerinden göstermeye çalışmak…”
Mahsûs olmadan doğa üzerine, mâkul olmadan Tanrı üzerine, menkul olmadan din üzerine, mısdâk olmadan kavram üzerine konuşulmaz ilkesi benimsendi…”
“Maddi yüzdeki nedenin manevi yüzdeki ikizi muhabbettir; nedenin bilgisi felsefe-bilim ise muhabbetin bilgisi irfan-sanattır. İkisinin bilgisi hikmettir.”
“Işk, herkesin maskesini yırtıp atan bir güç gibidir. Bu nedenle ışktan kaçanlar hayattaki maskelerini korumak isteyenlerdir.”



2-      Kendini Aramak (Kasım 2014)
Eser, modern çağda her yöne gelen, her tuzağa koşa koşa gelen, pusulasını yitirmiş insana, önce seyr-i istikametini hatırlatıyor ardından kendine gelme yollarını işaret ediyor. İnsanın, kendini arayıp bulmadan, kendine gelmeden, kendisi olmadan, kendilik şuuruna ermeden, kulluk makamının fevkine varamayacağını ortaya koyan eserin, insana teklifi: Kendine gelmek, kendisi olmak, kendini yaşamak ve kendinde kalmak.

“Nasıl ki bir gülün vâr olabilmesi için bütün bir Evren’in var olması elzem ise bir insanın var olabilmesi için de Evren’in yanında bütün bir hayatın var olması gerekir. Çünkü şey tabiata doğarken insan hayata doğar. Bu nedenle insan tabiata bağlı beşeriyeti yanında metafizik bir varlıktır. Metafizik bir varlık olduğu için de her şeyiyle bir sorudur.”

“İnsanın faslı, ayrım, irade-i akliye olduğu için akli istek önce gelir ve ferdiyetimizi de belirler. Böyle demekle yalnızca, tek başına akılla yaşanması isteniyor değil elbette. Aklın müşâhede ve mütâlaası altında duygusal ve zihinsel isteklerin karşılanması, şuurlu bir varlık olarak yaşamamızı mümkün kılar. Çünkü hayatı bir birey olarak ve estetik yaşamak, kadim medeniyetimizin şiârıdır. Bu nedenle hakkıyla yaşamak cesaret işidir… her bir kişi köprüden tek başına (ferdiyet) geçer, ancak bu geçiş alelade değil, insan olmaklığa yakışır bir biçimde estetik olmalıdır: Şuurlu hayat!”

Yorumlar