Ana içeriğe atla

"SOKAKTA" - M. ENSAR ÖZDEMİR



Ankara'daki bir vakıf yurdunda uzayıp giden kışa karşı dostlarımız bizi yalnız bırakmıyor bir elimizde çay bir elimizde kitapla hiç gelmeyecek gibi görünen baharı bekliyorduk. Okuyacağımız kitapları gazete okur gibi bir çırpıda okuyup kenara atmamak, üzerine konuşup tartışmak gayesiyle az sayıda öğrencinin oluşturduğu bir grupla her hafta okuyacağımız kitapları belirleyip okuyup ardından tahlilini yapıyorduk. Bir gün ortaya atılan Bahaeddin Özkişi ismi mukabilinde, önce "Köse Kadı" adlı romanı ardından 1975 yılında yayımladığı ve aynı yıl Peyami Safa Roman Yarışması’nda başarı ödülü alan "Sokakta" adlı romanını okumuştuk. İstanbul'daki dostum Enbiya'nın sahaflar çarşısından alıp Cihan'a ve bana armağan ettiği baskısı elime geçince tekrar okuma fırsatı bulmuştum. Okumaya başladığımda ise sanki ilk defa okuyormuşçasına kitabın sonunu merak ediyor sayfalar akıp gittikçe hikâyenin içinde kaybolup kâh komiser kâh arkadaşı oluyordum.
Hikâye DEĞİŞİMLE savaşan bir sokakta ONLAR tarafından işlenen bir cinayetle başlıyordu. Cinayeti çözmek için atanan ise bu sokakta doğup bu sokakta çocukluğunu geçiren ancak bu sokağa 30 yıl aradan sonra ilk defa ayak basan bir komiserdi.
“Evet görünüşte aynıydı her şey. Ama garip bir seziş bana bu görünüşe aldanmamamı söylüyordu. Bir şey eksikti gördüklerimde. Bir şey; yokluğu pek çok şeyi beraberinde sürükleyip götürmüştü bir şey. Her ev hatırladığım bazı hikayelerini unutmuş veya inkâr ediyormuş gibiydi. Bu yapılar sanki değişen değer birimlerinin farkındaydılar. Sanki değişen âlemde var olmalarını mümkün kılan hatıralarını, artık gelip geçene tekrardan utanıyorlardı.”

Bir de bu yaşına kadar sokağını ONLAR’a ve DEĞİŞİM’e karşı korumak için varını yoğunu ortaya koyan komiserin çocukluk arkadaşı vardı.
" ‘Savaş’ diye sordum. ‘Nasıl bir savaş bu? Neye, kime karşı?’ Kaşları çatıldı. ‘ONLAR'a karşı tabii’ dedi.
‘ONLAR ve sokak’ dedim.
‘Aralarında bir bağlantı kurmakta güçlük çekiyorum.’
Anlayışla başını salladı.
‘Haklısın’ dedi. ‘Sen sokağımızdan ayrılıp değişmenin kucağına düştün çünkü. Sen, yaşanması gereken hayat olarak içinde bulunduğun ortamı kabul ettin. Oysa ben, değişmeyi daha sokağımıza attığı ilk adımda tanıdım. Benim elimde birim vardı. Bu ölçüyü bana sokağımızda imanla yaşamış yüzyıllar, konak, mescid, evliya veriyordu. Bu sebepten ilk adımı ve karşılaştığı direnmeyi pek yakından izlemem mümkün oldu.”

İşlenen cinayetin en büyük şüphelisi olarak komiserin çocukluk arkadaşı görülüyordu ancak çocukluk arkadaşı bu cinayetin "ONLAR" tarafından işlendiğini biliyor lakin kimse elle tutamadığı gözle göremediği bir varlığa inanmıyordu. Hâl böyle olunca komiserin çocukluk arkadaşı da akıl hastanesine yatırılıp doktor müşahedesi altında tutulmaktaydı.
Günler geçtikçe kendisini "iyileştirecek" olan doktor ile muhabbeti ilerliyor çoğu zaman sokaktan ve ONLAR’dan bahsediyordu. Doktor ise aklî bir teşhis koyamıyor ve son çare problemin ruhta olduğuna kendini inandırıyordu.
"Benim selâmetim tek başına söz konusu olamaz. İnancım bana kişinin değil toplumun selâmeti vardır der. Bir tabib bir gün bir ruhta bir ur bulursa bu ur çok zaman o kişiden çok, içinde bulunduğu topluma aittir. Ben, ben değilim doktor. Ben konağım, mescidim, evliyayım. Benim his yapımda bulacağınız her şey içinde yaşadığım sokağın teşhisi olacaktır."

Bir sokağın değişime karşı verdiği savaşın son demleri… Aslında iki taraf da sokak ve sokağın insanları için çırpınıyor ve kendi savundukları fikrin sokağı kurtaracağına inanıyor. Bir taraf siyasi ve ekonomik olarak güçlü olan batının fikirleri doğrultusunda değişim istiyor, diğer taraf ise gelişmenin ancak köklere bağlı kalmakla olacağına inanıyor. Ancak çoğu savaş gibi bu savaşın galibi de daha başlamadan belli. Devlet politikalarına ve değişimin getirdiği gösterişe yenilen bu sokağın insanları gelip geçen zaman içinde benliklerinden eksilenlerin hatta mağlup olduklarının bile farkına varamadan kaybediyorlar.
Sade ve akıcı bir üslup ile yazılan bu eserde yazar bir cinayet etrafında doğu ile batının maneviyatla materyalizmin çatışmalarını bir sohbet edasıyla okuyucuya aktarıyor.


Yorumlar