Ana içeriğe atla

YAĞMUR TAŞI - MUSA YILDIZ

Daha baharın ilk günlerinde gökyüzü ayaz, yağmur bir türlü yağmaz. Yalvarır köylü Gökgüllü Hüseyin Emmiye.
-  Ya Hüseyin emmi çıkar artık şu yağmur taşını. Oku-üfür götür göm pınarın önüne derler.
Gökgüllü Hüseyin Emmi; kimseye zararı olmayan, masum, pek dolaşmayı sevmeyen, kendi işinde gücünde olan yani kendi halinde, halim selim bir tip. Birazda eringeçtir, Hüseyin Emmi biraz kapris, biraz naz falan. Gökgüllü Hüseyin emminin portesi bundan ibaret gibi. Ama ayrıcalığı lakabından da anlaşılacağı gibi bazen derin mevzulara takılır.
-   Çok işim var kardeşim, şimdi ben taa Fakıoğlu Pınarına kadar gidip de yağmur taşı gömemem pınar önüne der.
Köylüler:
-          Ya Hüseyin emmi ekinler daha yeşermeden kuruyor. Bu sene yağmur, bak işte yağmıyor. Mutlak bunda bir hikmet vardır. Belki de Rabbim senden dua bekliyor. On sene öncede böyle olmuş sonra sen taşı okuyup pınar önüne gömmüşsün yağmur yağmış. Derler.
Gökgüllü Hüseyin Emmi;
-          On sene önce köy muhtarı falan kişi idi, şimdi bakın şimdi kim? Filan kişi! diye bilgiç bir tavırla köylüleri başından savmaya çalışır.
-          Ne ilgisi var Hüseyin Emmi.
-          Yok, öyle değil işte.
-          Hem artık taş Fakıoğlu Pınarına gömülmeyecek. Mustucak Pınarına gömülecek.
-          O niye Hüseyin Emmi, Orası Daha uzak sen işi zora sokuyorsun.
-         Yook ben işi zora koşmuyorum. Muhtarlar değişti. Taşı gömdüğümüz pınar da değişir. Hem kardeşim benim çok işim var. Daha eşeğin semerinin keçesi yırtılmış onu yamayacağım.
-          Ya Hüseyin emmi biz her türlü işini yaparız. Tarlayı da biz süreriz. Keçeyi de biz yamarız. Yeter ki sen taşı çıkar oku-üfle. Tek biz gider gömeriz.
-          Olmaaz. der Hüseyin emmi heyecanlı bir şekilde “olmaaaz” diye tekrar eder.
-          Benim gidip gömmem gerekir. Siz daha yeni yetmesiniz neyin ne olduğunu bilemesiniz.
      Oradaki köyün ekâbir takımının bu sözler kanına dokunur ama yapacak bir şey yok. Hüseyin Emmi’yi herhangi bir şekilde ikna etmek gerekir.

Gün tepededir, öğle ezanı okundu okunacak. Hüseyin Emmi köylülere:
-          Siz gidin tamam hallederim. der.
      Hüseyin emmi gider sakladığı yerden taşı itina ile çıkarır. Camiye doğru yönelir. Camiye varana kadar ezan okunur ve Hüseyin emmi namazı kılar. Yukarı Mustucak Pınarına doğru yola koyulur. Pınara gelir ve taşı pınarın önündeki arka gömer. Kendiside yavaş yavaş köye doğru yola koyulur.

       İkindi olmak üzeredir hava birden kararır ve yarım saate kalmaz sağanak şeklinde yağmur yağmaya başlar. Köylüler çok sevinçlidir. Ama yağmur gitgide şiddetini arttırmaktadır. Önce arklar sonra köyün içinden geçen Kötüdere dolmaya taşmaya başlar. Dereyi geçmeye çalışan küçükbaş hayvanlar bir bir suya kapılmaya başlar. Asıl yukarı dağdan gelen aşağıdaki Karderesinde coşmuş önüne koca koca kütükler mi gelir, kayalar mı gelir sürükleyip götürüyor.

Köylüler:
-   Tez zamanda Hüseyin Emmiyi bulup taşı gömülü yerden çıkarmamız gerekir! diye bağrışıyorlar.
Herkeste bir panik. Can korkusu. Dereye yakın evler bir bir duvarlarından yıkılmaya başlıyorlar. Hüseyin emmi ortalıkta yok. Köyün üst tarafındaki evler Mustucak pınarına doğru yürürler. Bağırıp çağırmalar.
Hüseyin Emmi çıkar şu taşı gömü yerinden. diye avaz avaza bağırmalar. Ama nafile.
Hüseyin emmi ortalıkta yok. Köylü korkar. “acaba” derler. “acaba”
        -   Sakın Hüseyin Emmi sele kapılmış olmasın. Çok yakınlarından bir ses:
        -   Buradayım lan zındıklar buradayım. Taşı tekrar bulana kadar ne çektim. İyi ki tam pınarın gözüne, suyun çıkan yerine gömmüşüm yoksa Allah Muhafaza yağmur durmayacaktı. Her yeri sel alacaktı. Bir daha taş maş gömmem ben. Ne hâliniz varsa görün.
Hüseyin emminin yağmur iliklerine kadar işlemiş. Sırılsıklam. Üzerindeki gömlek ve yelek o zayıf vücuduna yapışmış, su, elbise, vücut tehvitlenmişdi.
 Sonra Gökgüllü Hüseyin Emmi hüzünlü bir şekilde sakalına doğru süzülen suları silerek;
       -  Gerçi filanca kişi muhtar oldu! Bundan daha büyük musibet mi olur!

           
                                                                                                                                     07.12.07

Yorumlar