Ana içeriğe atla

"ŞİİR; BİR SAVUNMA BİÇİMİ OLDUĞU KADAR, BİR SALDIRI BİÇİMİDİR DE.” - SİBEL KURT

Ruhumun melodisi şiir ve ona en güzel sözleri yazan Edip Cansever. Benim için şiir; bazen sığındığım bir liman, bazen güzel bir düş, bazen gözyaşı, bazen umut, bazen bir isyan. Şiir; özgürlüktür; söylenmek istenen hiçbir engele takılmadan dökülmelidir söze. Stratejiyi kabul etmemelidir. Yaşadıklarını yazdığını söyler Edip Cansever. Bu kitabı da ona göre dışadönük bir eserdir. Şiirin uçsuz bucaksız derinliklerini yoklamak yerine, yüzeydeki parıltılarını yoğunlaştırmayı, çoğaltmayı seçtiğini söyler. O parıltılar gözlerinizi kamaştırır hemen, onun büyüsünde çabucak hafiflersiniz. Yormaz sizi, her şey gözünüzün önündedir. Yüzeydedir belki ama en derinlere sızar.

“Elbette umutsuzluğa düşerim bazen

Elbette umutluyum her zaman

Neden yazılır bir şiir

Neden okunur bunca yazı

Çünkü nasıl aşılabilir başkaca

İnsanın karmaşıklığı.”

İnsan gibidir ş
iirleri; umutsuzluk da vardır, umut da. TRT Arşivinde izlemiş olduğum bir röportajında, şair için şöyle söylenir: “Edip Cansever için, umutsuzluk ve ölüm yaşamın karşıtı değil, bir bütünü, olumluyu belirleyen; olumsuz yanıdır.” Program şu etkileyici cümlelerle son bulur: “Kuşkusuz gelişen koşullarla, Edip Cansever’in de, insanın da yalnız hak edilmiş hüzünleri değil; hak edilmiş sevinçleri de olacaktır. Sokakların, meyhanelerin, kahvelerin ortasındaki dalgın ve yalnız bakış, çocukların yüzünde, doğanın görüntülerinde, mutlu bir dünyanın şiirini de bulacaktır. Çünkü şiir; hiçbir zaman umutsuzluğun, ölümün, haksızlığın ve yalnızlığın askeri olmadı. Şiir, en umutsuz göründüğü zamanda bile, insanı, dünyaya, çalışmanın ve yaratmanın gücüne, sevgiye ve dostluğa inandırır. Çünkü şiir, bir savunma biçimi olduğu kadar, bir saldırı biçimidir de.”

Örneğin, bir felaketin ardından, bir başına kalmak nasıl anlatılırdı, şiir olmasa?

 “Sanki kar yağışlarının ardından

Uzun süren kar yağışlarının ardından

Sevimsiz bir lunaparkta

Kimsesiz bir atlıkarıncaydım.”

Hangi söz, şu dizeler kadar içine işlerdi ki insanın? Şiir, yürüdüğüm yorucu yolda, oturup dinlendiğim eşsiz bir durak, bazen bir sevgili, bazen şefkatli bir anne eli. Şiir, dünyamı güzelleştiriyor. İncecik gövdesi ile rüzgârda sallanan; eğilen, bükülen ama asla kırılmayan güzel ve güçlü bir çiçek hayal ediyorum. Ne kadar da nahif görünüyor ama nasıl da güçlü. Şiirlere benziyor. O zaman anlıyorum, şiirin sadece sözcükleri süsleme sanatı olmadığını. Aslında ne kadar güçlü olduklarını.  Sarf ettikleri ölüm sözcükleri ile yaşamı sunmalarına, umutsuzlukları ile umudu anlatmalarına, gece ile güneşi doğurmalarına şahit oluyorum. Şiir; kendin olabilmenin, tüm iyi ve kötü duygularla var olduğunun kelimelerle vücut bulmuş hali sanki. En güzeli de bu değil mi? Kendin olarak, var olabilmek… Bazen, kendin olmaya bir yoldur şiir. 

Yorumlar