Dilimlenmiş Elma Hakkında Mehmet Gülper’in hatrı için. sen onu yarattın -madem beni ona ne diye küçüktüm bir kitabı yarıda bıraktıydım adem o kitapta henüz turab idi bir dağı yerinde uslu durduğu için büyür sanırdım çocuklar uyuyunca gezdim dolaştım dağlarda bi vakit toprak yedim acıkınca ol an annem bir elmayı dilimledi içime kuruluverdi tohumları -zehra daha o dağların ardında sen onu yarattın -madem beni ona ne diye esmer fakat platin mavisine kandığım dünyada ilençle uyandığım bir sabah büyüdüm bellek buyurdum o kitaba okudum büyüttüm adem’i aşık ettim ol dediydi, ol adamah adem bir parçası eksik olduğunu anladığı anda tek dişi bile çıkmamış Mezopotamya da gezdi bir vakit söylene söylene kaburgamı aldın sen benim kaburgamı aldın kaburgamı* rivayet oldur ki o günden sonra aşk bir eksikliği kapamak için tam oraya zehra o dağların koynunda bir yerlerde havva’yla ...
-yaşayanlara- 1. ölüm bahtiyar yokuşuna yukarıdan gelir göğsünde biten çiçekler öksüzdür şimdi insan her şeye tam zamanında geç kalır gül bahçesi olur kabri ihtiyar çocukların ölüm bahtiyar yokuşuna yukarıdan gelir 2. ağzı açılınca gülce konuşurdu içlerinden biri konuşunca gül dökülürdü dudaklarından gül dikenleriyle terbiye ederdi dünyayı biri gül ezgisiyle gülce söylerdi söylediklerini ağzı açılınca gülce konuşurdu içlerinden biri gülü gülce tercüme ederdi içlerinden biri tamburdan mevsimler devşirirdi güldü mü dişleriyle demir döverdi kanıyla emzirirdi yoldaşı çiçekleri gülü gülce tercüme ederdi içlerinden biri biri başını uzattı devrilen göğe türküler söylerdi gül ezgileriyle çaldığı gül söylediği gül sustuğu gül ve inatla dünyaya vermedi başını biri başını uzattı devrilen göğe biri gülce susardı öyle vakur gül ikram ederdi gü...